Kitap Hakkında Bilgiler
José Saramago’nun 1995’te yayımlanan ve Nobel’e giden yolda kritik bir dönemeç olan “Korluk” (Ensaio sobre a Cegueira), alegorik-distopik bir başyapıttır. Roman, sıradan bir sabah trafik ışıklarında kırmızıda beklerken aniden “beyaz görmeye” başlayan bir sürücünün yaşadığı “beyaz körlük” salgınıyla açılır. Bu gizemli salgın, kimsenin anlam veremediği bir biçimde yayılmaya, kısa sürede tüm kenti sarmaya başlar. İlk hasta, eşi tarafından göz doktoruna götürülür; doktor da ertesi gün aynı körleşmeye uğrar. Böylece kent, görme yetisini yitirenlerle onlara eşlik eden bir avuç “gören” arasında korkunç bir laboratuvara dönüşür. Saramago, isim vermeden “doktorun karısı”nı, “çocuklu kadını”, “eski körlü”, “arabasını süremeyen adam”, “siyah gözlük” gibi sıfatlarla tanımladığı karakterler üzerinden, toplumun çöküşünü ve insan doğasının en karanlık yüzünü sergiler. Yönetim, körleri terk edilmiş bir akıl hastanesine karantinaya yerleştirir; burada tuvalet kuyrukları, yemek kavgaları, çürüyen cesetler ve tecavüz çeteleriyle hızla bir cehenneme evrilir. Tek gören kişi olan doktorun karısı, görme ayrıcalığını gizleyerek grubun rehberi ve vicdanı olur; onun marifetiyle birkaç kişi karantinadan kaçar ve kentin sokaklarında artık köpeklerin, çetelerin ve açgözlülerin egemen olduğu yeni bir dünya bulurlar. Saramago, körleşme metaforuyla görmeyi yalnızca fiziksel değil, ahlaki bir eylem olarak ele alır: “Görmek, göz için değil, ruh içindir.” Roman boyunca karakterlerin adları yerine sıfatları kullanılması, bireyin kimliğinin değil insanlığın ortak tarihinin anlatılması amacı taşır. Tema olarak totaliterlik, korku kültürü, bireyin yalınlaşması, empati yoksunluğu, devletin biyopolitikası ve uygarlığın ince cilası altındaki barbarlık işlenir. Hedef okur, modern toplumun kırılganlıklarını düşünmekten kaçınmayan, alegorik anlatıya açık, etik sorgulamayı seven 18+ yaş kitlesidir. Benzer eserler arasında William Golding’in “Sineklerin Tanrısı” (çöküş ve insan doğası), Albert Camus’nün “Veba”sı (salzım ve dayanışma), Margaret Atwood’un “Oryx ve Crake”i (genetik çöküş), Cormac McCarthy’nin “Yol”u (yıkım sonrası ahlat) ve Saramago’nun kendi devam romanı “Görme” (Ensaio sobre a Lucidez) sayılabilir.
Yazarı Hakkında Bilgiler
José de Sousa Saramago, 16 Kasım 1922’de Lizbon yakınlarındaki Azinhaga köyünde küçük bir çiftçi ailesinde doğdu; 18 Haziran 2010’da Tenerife’de yaşamını yitirdi. Portekiz’in yalnızca Nobel Edebiyat Ödülü’nü (1998) kazanan yazarıdır. İlk eğitimini köy okulunda aldıktan sonra ailesinin ekonomik zorlukları nedeniyle liseden ayrıldı; makinist, çevirmen, gazeteci, basımevi düzeltmeni gibi işlerde çalıştı. 1947’de “Terra do Pecado” adlı ilk romanı yayımlandıysa da asıl çıkışını 1980’de “Kaldırılmış Yüz” (Levantado do Chão) ile yaptı. 1969’da Portekiz Komünist Partisi’ne üye olması nedeniyle Salazar diktatörlüğü tarafından bir süre işkence görür, sonraki yıllarda Avrupa’da sürgünde yaşamak zorunda kalır. 1991’de “İsa’nın İncili” romanı Katolik lobisinin baskısıyla Avrupa Birliği dönem başkanlığındaki Portekiz’in adaylığına gölge düşürünce Saramago adada yaşamaya karar verdi; önce İspanya’nın Lanzarote adasına yerleşti. Romanlarında noktalama işaretlerini (özellikle tırnak ve çoğu noktalama) kısmen terk eden, uzun soluklu cümlelerle “nehir üslubu” geliştiren Saramago, gerçeküstü/alegorik kurgularında tarihsel figürleri (İsa, Ricardo Reis, Camões, Büyük Satranç Ustası Ölüm) çağdaş birer sorgulayıcıya dönüştürür. Temel temaları arasında otorite eleştirisi, inanç sorgulaması, bireyin kolektif bilinçle çatışması ve dilin gücü yer alır. Başlıca eserleri: “Kaldırılmış Yüz” (1980), “Baltasar ve Blimunda” (1982), “Yılın Son Günleri” (1986), “Körlük Üstüne Bir Deneme” (1995), “Tüm İsimler” (1997), “Mağara” (2000), “Ölümın Kesin Ölümü” (2005) ve “Kainat” (2009). 1995’te Camões Ödülü (Portekizce edebiyatın en yüksek ödülü), 1998’de Nobel’in yanı sıra 2004’te Avrupa Edebiyat Ödülü ve pek çok uluslararası onur doktorası aldı. Nobel konuşmasında “insanî olanı kutsamak” görevini üstlendiğini belirten Saramago, eserlerinde güçlünün değil ezilenin, kuralların değil vicdanın, dogmaların değil kuşkunun yanında yer aldı. Portekiz’de 1999’da “José Saramago Vakfı” kurulmuş; adına Lizbon’da Saramago Kültür Merkezi ve Lanzarote’de evi müzeye çevrilmiştir. Ölümünden sonra eşi Pilar del Río, kütüphanesini ve arşivini Lizbon’daki evde halka açmıştır.